Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

16 Temmuz 2018 Pazartesi

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünü Seçenleri Bekleyen Hazin Son


Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünü Seçenleri Bekleyen Hazin Son

Öncelikle bu yazıyı yazıp yazmamaktan ziyade nasıl yazmam gerektiğini çok düşündüm. Zira bir tarafta bu bölümü seçmiş yüzlerce ( ne gerek varsa) öğrenci diğer tarafta seçmek üzere olan yüzlerce  aday var. Parantez içinde “ne gerek varsa” sözümü ilerleyen kısımlarda elbet açıklayacağım ama önce şahsımında bu bölüme 2010 yılında girdiğini ve 2016 yılında bölümden mezun olduğunu belirtmek istiyorum. 2014’te bitirmem gereken bölümü iki sene kendi isteğimle devletten aldığım maaşın devamı için uzatmak zorunda kaldığımıda söylemem gerekiyor. Şu anda Rusya Kazan Federal Üniversitesi’nde Doktora öğrencisiyim. Masterımı yine Kazan Federal Üniversitesi’nde (Rusya) bitirdim. Aynı zamanda bölümümde resmi kadrolu asistanım. Bölümüm ise filoloji değil, uluslararası ilişkiler. 2010 yılında büyük umutlarla girdiğim Rus Dili ve Edebiyatı bölümünden hayal kırıklığı ile ayrıldığımı not düşmek herhalde yersiz olmaz.  Şahsımın iyi bir öğrenci olmadığını da belirtmemde yarar var. Çünkü bunu okuyan bölüm hocalarımın “ortalaman zaten 2,49 çokta iyi bir öğrenci değildin” eleştirisini göğüslemem gerekiyor. Yazının içeriği neden bu bölümü seçmemeliyiz. Yazıyı okuduktan sonra bu bölümü seçenlerin kendini sorgulayacağını, emeklerinin boşa gittiğini, umutsuzlaşacağını görür gibiyim. “Dost acı söyler” söylemini okurken hatırlamanızı tavsiye ederim.  Dili iyi öğrenerek iyi şeyler yapabileceğimizinde altını çizmek isterim. Çünkü bu dili iyi bilen insanlara ihtiyacı var bu toprakların. 

Önceleri;

Antalya’da yaşayan ailemin turizm ile alakası pek fazla. Üniversite seçim zamanında akrabalarım iyi bir otelin üst kademesindeydi. Bir dayım yine iyi bir otelin başka bir kademesinde çalışıyordu. Bu minvalde bizde bu bölümü seçelim dedik. Çevirmenlik, Rusça öğretmenliği, tercümanlık gibi farklı alanlarıda değerlendirebileceğimi düşündüm. 
Tercihler açıklandığında Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandığımı görünce rahatladım. Aylardır hazırlandığım üniversite sınavının sonucu nihayet açıklanmış ve amacım doğrultusunda bir sonuç çıkmıştı. Tartışmasız bir başarıydı. Tabi “bu bir başarı mıydı?” sorusunun cevabı daha sonraları değişti! Sanırım 40 kişi ile bu bölümü kazanmıştık. Beklentilerimiz çoktu. Bazılarını sıralamakta yarar var. Örneğin; Rusya’ya eğitim ve öğretim kapsamında gidebilmek. Kazandığım üniversitenin bölümünde iyi bir eğitim alabilmek gibi.    4 yıllık eğitim sürecinde Rusya ile bağlantılı bir program bölümümüz tarafından gerçekleşmedi. Bunun durumun mevcut bürokrasi sorunu olduğunu ve buna sistemin izin vermediğini düşündük. Hata etmişiz. İyi bir eğitim aldığımızı zaten düşünmüyorduk. Bazen sınıf 25 kişi bazen 30 kişi oluryordu. Bu sınıfta nasıl yeni bir dil öğrenilir size bırakıyorum. Dil öğretme metodları ise mezun olanların dil seviyelerine bakarak yetersiz diyebiliriz. Eğitim sürecinde bir bir gerçeklerle çarpışırken tehlikeli bir noktaya doğru gittiğimizin farkına vardık. Turizmde çalışmanın çözüm olmadığını ilk başta anladık. Çünkü Tur şirketleri Rusları getiriyor, Türkiye’de okuyan Rusçacıların iş kapısını kapatıyordu. Sistem bir kere böyle ilerliyor. Bunların maaşları ise günümüzde 500-600$’dır. Otellerin verdiği maaş dil bilsende bilmesende düşüktü. Zaten iki Rusça kelime söyleyeni Rusçacı diye alıyorlardı. Tercümanlık, çevirmenlik için ise iyi bir dile ihtiyacımız vardı. Oda bizde yoktu. Dış ticarete yöneldik. Fakat Türkiye-Rusya ticaret ilişkileri batıya oranlar çok düşüktü. Dış ticaretin Rusçacılar için çok az anlam ifade ettiğini 2013-2014 yıllarında bir yıl boyunca Deka isimli çelik kapı fabrikasının dış ticaret departmanında çalışırken anladım.  Bir bir kapılar, umutlar tükenirken elimizde kalanın sıfır olduğunu görmek çokta zor olmadı. 
Devlette ataması olmayan bir bölümün karşılığına Rusça’yı eklemeniz yanlış olmaz. Son on yılda kaç kişi atadılar? Şahsi düşüncem devlet ve özel sektör Rusçacıları sistemde barındırmıyor! Barındırmadığının farkına varmak istemiyor.  Mezun olanların büyğk çoğunluğu 4 yıl emek harcadığı bölümle ilgili bri iş yapamıyor.

Daha neler,

Bunca olumsuz duruma rağmen Rusça olmayan üniversitelerde Rusça bölümü açılmaya başlandı. Buda yetmezmiş gibi mevcut bölümler öğrenci alımlarını artırdı. Gece öğretimine bile başlandı. Utanmasalar gece 12’den sonra da devam edecekler. Eğitimi çok önemsediklerini zannetmiyorum. Çünkü son 10 yılda Türkiye’de okuyan Rus edebiyatçıların şu dönem itibari ile bir başarısı yok! Dilcilerin zaten yok! İtirazlar gelebilir. Bizim iki öğrencimiz şunu yaptı, bir öğrencimiz bunu yaptı diye. Bu yüzden tebrik, takdir görmeleri abes olur. Bir zahmet bir iki öğrenciniz birşey olsun. İnanılmaz bir yığılma bizi bekliyor. Hayalleri bizim gibi yıkılacak bir sürü öğrenci yığını. Dili öğrenmeden mezun olan öğrenciler olacak. Dili öğrenmeye fırsat vermeyen bölüm başkanları tabii ki var! Bilgisiz, çapsız, uyuşuk, yeni dünya düzeninin çooook arkalarında olan sadece cebini düşünen bir zümre var. Bu öğrenciler sizin yakanızda olacak. Çünkü durun demediniz! Aldıkça öğrenci aldınız. Öğretmen kapasiteniz aynı, öğrenci kapasiteniz astronomik şekilde arttı. Oturduğunuz koltuklardan kopmamak için ekip arkadaşlarınızın ayağını kaydırdınız. Daha basiretsiz, bildiklerini öğretemeyenleri kadrolara aldınız. İşte bunların hepsinin sonunda bir gün gelecek ve siz bizlerin karşısında aman dileyeceksiniz!

Son söz olarak 

Bu bölümü seçmişler için amaçlarınızı realistlik çerçevesinde kurun! Çok çalışın, ikinci yabancı dil mutlaka öğrenin. Rusya’ya mutlaka gidin, Ukrayna-Belerus gibi yerlere değil. Bu iki ülkeye 3 aylık kursa gidenler “körler sağırlar birbirini ağırlar” gibi yaşıyorlar. Dönüşlerinde ise çok bir kazanım elde edemiyorlar. 


Bölümü seçmeyi düşünenler içinde “seçmeyin”. 


Saygılarımla

1 yorum:

  1. Üniversitem,hoca bozuntuları geldi aklıma... Her şey kelimesi kelimesine canlandı gözümün önünde. Çapsızlar...

    YanıtlaSil